Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
buluşmak seninle bir akşam üstü
umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü
gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
bir orman bir gece kar altındayken
çocuksu, uçarı koşmak seninle
elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti
ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı, binbir soruyla
bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu
Üzerinden 2-3 ay gibi bir süreç geçmişti. bunca yaşanılana ragmen salona girdiğinde Hacı orada oturuyordu. şaşkın bakışlarıma aldırış etmeden bana en sevimli gülümsemesiyle bakıyordu. neden orda bulundugunu sorgulamayı bile düşünememiştim. Hissettiğim onca nefrete ragmen elimi dudaklarında gezdirdim ve onu ne kadar özlemiş oldugumu farkettim. Öpmeyi hiç düşünmedim, sadece varlıgını hissetmek istedim ama nefretim herseyin önüne geçti birden ayaga kalkıp odama gitmeye karar verdim. o benden önce odaya gitmişti bile ve karsımda aynı gülümsemeyle 'biz'li cümleler kurmaya baslamıstı. Aklımla kalbimi aynı çizgide tutmaya çalışırken 'Aaas' ünlemiyle yerimden sıçradım. Kapıya bakıp 5 dakika dedim ve gözlerimi yumdum. Sonra farkettim ki kendimi rüya olmadığına inandırmaya çalışmaktayım. Hızlıca yataktan kalktım ve diş agrım yüzünden uyuyamadığımı, sabah kargaların kahvaltı faslından bile önce uyanıp doktora gittiğimi, aynı anda 3 tane diş çıkarttıgımı ve bu yüzden şişen yanagım sebebiyle kendimi tanıyanmaz durumda oldugumu, uykusuzluk sebebiyle haplarında etkisiyle sızdığımı hatırladım. Bu durumda abuk sabuk rüyaların legal olabileceğini düşünüp hafızamı sıfırladım. 