5 Nisan 2010 Pazartesi

Mutluluk Travması


18 gündür resmi olarak sevgiliyiz. Halen birbirimize bakıp 'yok artık biz cidden sevgilimiyiz şimdi?' sorusunu sorarken buluyoruz kendimizi. Yaklaşık 1 senedir zaman zaman flörting durumları yaşardık zaten. Ama bi mesaj yada bi istek sonucunda kavayla biterdi diyaloglarımız. Hatta geçen sene yaklaşık bu zamanlar aramızda bişeyler şekillenmek üzereyken çokanat yüzünden birbirimize girmiştik. Kısa bi süre sonra ikimizde başkasıyla çıkmaya başlayınca aynı ortamda bulunabilitemizi en aza indirip, bulundugumuzda da görmezden gelirdik birbirimizi. Sonra ben ayrıldım, herşey eskiye döndü. Ve ben ' asla çakmaktaşla çıkmam' feryatlarımı bir bir yutmaktayım şu zamanlar.
Aşk uyumumuz bile ' okul koridorunda karşılaştığınızda birbirinize selam verebiliyorsunuz büyük bir aşamadır, yaşayacağınız ilişki kavga temalı bir ilişki olacaktır' vari yorumlarla beni uyarmakta belki.
Hernekadar sürekli didişsekte, ikimizde farklı ayrıntılara takılıyor olsakta, birbirimize güvenmesekte, bazen onu terketmek istesem de, ikimizde sevsek ama bağlı olmasakta, kısa süreceğinden korksam ama aynı zamanda uzun sürme ihtimaline tahammülüm olmasada;
beni mutlu ediyor be hacı.

1 Nisan 2010 Perşembe

pöff

Bugün dehşet sıkıntılardayım. Ruhumu teslim edesim var. Sabah Çakmaktaşın dedesinin öldüğünü öğrendim. Üzüldüm gerçekten hiç tanımadığım halde üzüldüm. Annanemi çok özlediğimi farkettim. Biliyorum hepimiz ölücez ama benden önce sevdiklerimin ölme düşüncesi beni mahvediyor. İçimin sıkılma sebebi bu belki. Belki artık Balkese dönme zamanımın gelmesi. Belki 1 hafta ki sunuma hiç hazırlanamamış olmam. Belki Eliyi özlemem. belki es ese gitme zamanını ayarlayamamış olmam.
Bu hayat ne boktan bişi!