31 Aralık 2009 Perşembe

30129

gerginlik,
sinir,
isyan,
umutsuzluk,
özlem,
tebessüm,
heyecan,
mutluluk,
sakinlik,
sevinç,
huzur.

27 Aralık 2009 Pazar

Sürgün verirdim senin yüreğinde
Körpe bir güldüm elinde
Kopardın çok zamansız
Evcil değildim ben
Soldum ergenken
Veren Allah alır
Gülün hatrı kalır
Artık erkeğim değilsin
Başka kadının var
Ayak seslerini, sık nefeslerini
Akşam ayıp heveslerini
Bazen ağzımda bulurum
Dudak izlerini
Oysa artık benim hakkım değilsin
Başımda göçebe kuşlar
Yalandı aslında suçlar
Sana göre değildim
Çok kısa sevindim
Dilsiz bu taşlar
Yalandı aslında bütün suçlar..

23 Aralık 2009 Çarşamba

ben herün
farklı bir tene, farklı bir bilince
farklı bir öfkeyi
kusmak zorunda mıyım?

19 Aralık 2009 Cumartesi

Senin kadar zavallı bir insanla hiç uğrasşmamıştım;
cahil, ama zeki
bilinen şeyleri değiştirmekte usta
bu kusurunda zevksiz ve naif
genellikle inatçılığından, küçük sorunlarda dürüst ve adil
sorun büyüdüğünde bütün duruşu korkakça
sahtekarca
neredeyse tamamen duyarsız
ruhsuz ve sevgisiz
şeref konusunda olgunlaşmamış
iş duyguya gelince hep hastalıklı, neredeyse deli
iyiliği dokunanlara utanmadan vefasız ve arsız

özellikle
güvenilmez
terbiye edilmemiş
onurdan nasibini almamış
ruhun ilkel işaretlerini taşıyan bir beyne sahip
kedi karakterli, ev kedisi kılığında yırtıcı bir hayvan
iradesi güçlü ama hedefi zayıf olan
azim ve saflıktan yoksun
şehvetin yerine zalimliği koyan
cinsel zayıflık ve erteleme yüzünden çocuksu bir egoizm
tanrıyı seven ama insana karşı sevgi duymayan
gelişmeye muhtaç olan
kurnaz, erkeklerin cinselliğiyle ilgili kısıtlamaları olan, hilekar. .

15 Aralık 2009 Salı

Bknz: Tenekeden yapılmış olmak.

İnsanın tüm organları farklı tonda farklı musıkiler yaratma derdinde olurmuymus. hiç yaşamamıştım. taki birileri tarafından test edildiğimi sandığım bu sürece kadar. Aslında var ettiğim duygular bir yaşam kargaşasımı yoksa yaşamdan bıkmanın bir belirtisimi onuda bilmiyorum. hükmediliyor yapıyorum. hükmedeni ve hükmedileni bilmiyorum. Yaşıyorum ama yaşarken tükendiğimi bilmiyorum.
garip bir tat var bu sıralar azımda. Suçlanmışlığın ve kötü şeylerin habercisi bir tat.. Savaşmam için mi gönderildi yenilmem için mi? Galibiyeti bu kadar isterken, tesadüfleremi köleyim kaçınılmazlara mı? yoksa o garip tada mı ve yağmurun arkasında ki gök gürültüsüne ?
yaşamdan tat almayalı uzun zaman oldu. Ve belkide uzun bi zaman bu tat dudaklarımı yakmayaca kim bilir..

4 Aralık 2009 Cuma

4.9 + 15

Ölüm.

hergün 5567890 kez kullandığım bir sözcük. Basınım her sıkıştığında sığındığım, acıtasyonun kralını yaptığım, basit bi o kadarda sıradan bir eylemdi benim için. Bazen hatta çogu zaman hayattan silinmeyi o kadar çok isterdim ki varolmak büyük bir yük gibi gelirdi.
yanılmışım.
ölüme hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi. Gürültümüydü beni yataktan sıçratan yatağın sarsılmasımıydı bilmiyorum. Gözümü açtığımda ilk gördüğüm dolap ve kitaplıgımdı ve onların ileri geri gidişleri. süre ne kadardı bilmiyorum ama o saniyeler içinde tek düşündüğüm ölümümdü. Kapının eşiğine sığınmak bile saçma ve amaçsız geldi. Ölümü düşlerim ben, bi sabah ölü bulunmak, uçurumdan yuvarlanmak yada boğulmak. ama bu şekilde bi ölümü hiç düşlememiştim.
Vizelerin öncesinde böyle bir atraksiyon..

Ama neyse ki yaşıyorum.

3 Aralık 2009 Perşembe

Ne insanlar ne mekanlar
özlemlere yetmiyor.
başka sözler, başka yüzler
ödeşmeler bitmiyor.
aşk uyudu ranzalarda
düşler eskidi gitti
ıslığıma gömüyorum
kalbimdeki sözleri
Hangi meydan hangi sokak kavuşturur bizi?
Hangi yalan hangi yasak karşılar bizi?