25 Ekim 2009 Pazar

(8)

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
buluşmak seninle bir akşam üstü
umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü
gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
bir orman bir gece kar altındayken
çocuksu, uçarı koşmak seninle
elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti
ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı, binbir soruyla
bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

21 Ekim 2009 Çarşamba

Çağırıyorsun günaha sen şeytanmısın?

Üzerinden 2-3 ay gibi bir süreç geçmişti. bunca yaşanılana ragmen salona girdiğinde Hacı orada oturuyordu. şaşkın bakışlarıma aldırış etmeden bana en sevimli gülümsemesiyle bakıyordu. neden orda bulundugunu sorgulamayı bile düşünememiştim. Hissettiğim onca nefrete ragmen elimi dudaklarında gezdirdim ve onu ne kadar özlemiş oldugumu farkettim. Öpmeyi hiç düşünmedim, sadece varlıgını hissetmek istedim ama nefretim herseyin önüne geçti birden ayaga kalkıp odama gitmeye karar verdim. o benden önce odaya gitmişti bile ve karsımda aynı gülümsemeyle 'biz'li cümleler kurmaya baslamıstı. Aklımla kalbimi aynı çizgide tutmaya çalışırken 'Aaas' ünlemiyle yerimden sıçradım. Kapıya bakıp 5 dakika dedim ve gözlerimi yumdum. Sonra farkettim ki kendimi rüya olmadığına inandırmaya çalışmaktayım. Hızlıca yataktan kalktım ve diş agrım yüzünden uyuyamadığımı, sabah kargaların kahvaltı faslından bile önce uyanıp doktora gittiğimi, aynı anda 3 tane diş çıkarttıgımı ve bu yüzden şişen yanagım sebebiyle kendimi tanıyanmaz durumda oldugumu, uykusuzluk sebebiyle haplarında etkisiyle sızdığımı hatırladım. Bu durumda abuk sabuk rüyaların legal olabileceğini düşünüp hafızamı sıfırladım.

An itibariyle yaklasık 1 saat önce facebooka bakınma amaçlı girdim. birden arama kısmına hacının ismini yazdıgımı farkettim ve fotolarına bakmaya basladım, maksat daha çok nefret(!) etmemdi.Evet çok güzel nefret ettim hatta önümüzdeki 10 yıl boyunca kimseye karsı nefret duygumu hortlatabileceğimi sanmıyorum çünkü tüm duygumu hacıya bağışladım. Kanka ayağına takıldıgı kızla çıkmaya başlamışlar. Bildiğin sevgililer yanı yanak yanaga fotoları falan bile var. Kız güzel olmayabilir, elleride yumuş yumuş olabilir, kırmızı oje hiç yakısmayada bilir, ismide sinir bozucu olabilir ama rüyalardan bu kadar etkilenebilen bir bünye bu bana revamıdır?

18 Ekim 2009 Pazar

yalnızım uçurum kıyısında, hayat ve ölüm arasındaa

Geçen gün fatinin ev arkadaslarını yemege cagırdık. Hani eve cıkarsın ve önceden verdiğin sözler vardır ya o hesap. yemek yendi gece oldu herkes evine doru yol aldı sonra mutfak toparlama kısmında kola bardaklarından biri yere düştü ve kırıldı bizse nazar dedik geçtik.
Şuan anladım ki o nazar falan değildi evde 5 kişi yasamaya alısmıs olan 6 kişilik eşyalardan biri benim yüzümden kendini feda etmişti.
Evet evde 5 kişi yaşamaktayız, 2 çift ve ben. sadece ben, tek ben, 2li koltuga yatar biçimde uzanmıs keyif yapıyor gibi gözüken fakat yanında birinin olmadıgını gizlemeye çalısan ben.
Son zamanlarda yalnızlık sedromuna girdim resmen bu yüzden. Sevgililerin ev arkadaslarından eve gelen telekomcu cocuga kadar ayarlanılıp ayrılıyorum, izdivaç programlarına cıkartılıyorum, arkadas ayarlama sitelerinin telefonlarını rehberimde buluyorum açıkcası her geyige bas kahraman olarak gösteriliyorum bu aralar.
Ama ben artık masada 6lı takımlardan sadece 5ini görmeye, film izlerken sadece televizyona odaklanmaya ve yan tarafında oturan siyam ikizlerini görmemeye, muah muah seslerini duymamaya, televizyona cıkan güzel hatunlardan rahatsızlık duymamaya aynı zamanda yakısıklı erkekler cıktıgındaysa vicdan yapmamaya, 'off benimkide öyle yapıyor, ezberletmişlermi onlara bu lafları' muhabbetlerinde başımı öne eyip tırs tırs muhabbetten uzaklasmaya, ev arkadasların sevgilileriyle yihaaa lı gülüp geyip yapmaya, 'ya senin neden sevgilin yok?' sorularına ' ben bişiye bağlanamıyorum be hacı' demeye ve 'hepsi benimmiş gibi davranıyorum benım durumum kebap' diyip için için 'ah be kader ahhh' modunda olmaya alıştım.

tüm hayatım akıp geçiyor, ayaklarımın altındaaa

14 Ekim 2009 Çarşamba

I'm a big big girl
In a big big world
it's not a big big thing if u leave me
but I do do feel
that I do do will
miss u much
i can see the first leafs falling
it's all yellow and nice
it's so very cold outside
like the way
I'm feeling inside
miss u much
outside it's no raining
and tears are falling from my eyes
why did it have to happen
why did it all have to end
i have your arms around me
warm like fire
but when i open my eyes
your gone..

dinleyağmurudinletesellibultürküsünde

bir yağmur
çok uzaklardan
çağırıyor
gelirsen
severim diyor. .

Yamuk çatılı evin salonunda yeni aldığımız filmlerden birini izlemeye başladık. Eve geliş tarihimi takvim 15 gün olarak göstermekteydi ama ben hafızama 15 asırlık bir zaman dilimini kazımıştım.Filmin anlamsız dakikalarını izlerken telefonum çaldı. daha bi anlamsızlıga bürünerek açtım telefonu.
'As endişelenme ama ben sarhos oldum galiba. ama seni çok özlediğimi biliyorsun diğmi, burda attıgım her adımda aklımda oldugunu, bazen beni kızdırsanda seninle hiç kavga etmek istemediğimi, bu aralar sacma arayıslarda olmaman gerektiğini, seni çok ama çok özlediğimi, seninle konusurken sesimin aglamaklı oldugunu, seni sevdiğimi, şuan tuvalette konusmaya calıstıgımı,rahat konusabilecegım tek yerin suan için orası oldugunu, kontörlerimin öküz gibi gittiğini ama bunun umrumda olmadıgını biliyorsun digmi' dedi sarhosken daha güzel olan bi ses.
Biliyorum dedim ve sevgi sözcükleri ve onların türevleriyle telefonu kapatmak üzereydim ki iç sesim mutluluk bu dedi. Mutlu olamıyorum yakınmalarımı dinlemeden kafamda bir mutluluk seması olusturuverdi.
Sonra yatagıma döndüm basucuma itinayla astıgım resımlere gözüm çarptı 6 fotograf bir aile aptal damlalarla bogusurken mutlulugun, huzurun bu olabilecegini düşündüm. Onların her gece orda oldugunu bilip uykuya dalmak.
Siyah ama gri bir havada ayaga kalkınca kafamı tavana vurabılecegım hissi ve yagmurun hızlandıkca cıkardıgı sesin kalp atıs ritmime uyması..
Oysa ki özgürlüğü seçmek
başka vücudlar sevmek
bir şehri tam kalbinden
beyninden vurup gitmek
var
aklımda