29 Ekim 2010 Cuma

O beni seviyor ama haberi yok!

Huzur uzun zamandır uğramış değil bana, ama yakarmalarımı bırakıp ben huzura gitmeye karar verdim bu sefer. Hayatımda herşey herzamankinden boktan belki. Ama farkettim ki insan bi süre sonra duyarsızlaşıyormuş herseye. Tekrar aklıma geldiğinde bile sinir harbine gireceğim o kadar olay biriktiki bi gün olmadık bi zamanda açığa çıkıcak diye korkuyorum.
Hayatımda hiç yapmam dediğim şeyleri yaşattı bana bu yaz ve sonbahar başlangıcı. Sonbaharı hep severimde yazlara bi türlü ısınamamışımdır zaten. Sonbahar ayrılık, hüzün mevsimi derler ya şimdi de o yüzden ayrıldığımızı düşünerek avutuyorum kendimi. Gerçi artık avunmayada ihtiyacım kalmadı. Beklenen bi sonu, kendi kendime hazırladım ve yavaş yavaş bitirdim. Ona göre suçlu benim ve o yüzden 'görüşmüyoruz' artık. Neden bilmem ama ben ayrılığı bile yakıştıramıyorum bize. Biz en olmaması gereken çiftik her zaman. Arkadaş olmayı denedik başaramadık, hiçbişeyi olalım birbirimizin dedik oda olmadı. En sonunda sevgili olmaya karar verdik. Ve onda da başarılı olamadık. Şimdilerde eski sevgiliyi deniyoruz. Ama hala hayatımda var gibi. Sanki hiç çıkmamış ve hiç de çıkmıcak gibi geliyor.
Bu zamana kadar kimseye göstermediğim toleransı gösterdim ona. Aşıkmıyım değilim, seviyormuyum bilmiyorum ama ona hissettiğim şey o kadar farklı ki adını bile koyamıyorum.
Bu aralar 20lik dişimle savaşıyorum. En son gördüğümde onunda dişi şişmişti, ama 20lik dişleri mi saptayamamıştık. Doktorada gitmez bilirim. Onun için endişelenirken buluyorum kendimi. Sonra her salı diyorum şimdi halısahada, kesin yine cok yiyip gitti midesine kramp giricek, yada bu sefer kesin belini incitti kendisine dikkat etmez bilirim.
Tek bilemediğim niye ona karşı bu derece hassasım?
Ahh bi bunu bilsem..