15 Ocak 2010 Cuma

Gündüz Düşleri

Bugün seni düşündüm bir şarkı çalınca
Her an aklımdasın bak bunca yıldan bile sonra
İnsan koşuşturmacayla hayata dalınca
Her fırsatta hatırlar küçük bir anıyla
Gündüz düşleriyle her an yanımdasın
Her güneş açışında, batışındasın
Bak o sevdiğim adam uzaklardan bana geliyor
Değer bilmez bazen insan ama o pişman, bana dönüyor
Yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
Gündüz düşlerimde beni seviyor
Yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
Gündüz düşlerimde benim oluyor
3 sene önce bu zamanlar gündüz düşlerimde ki şahsiyeti anımsamaya başladım bir kaç gün önce. zaman zaman mazoşistliğin sınırlarını aşıp facebook profiline bakardım sevgilisiyle resimlerini göre bilmek için. hatta fakültesinin önünden her geçişimde gözlerim arardı onun gözlerini yada yanında elini tuttugu kızın gözlerini. Nedendir bilmem ama kendime acı çektirmek unuttururdu çogu seyi. zaten asıktım ya acısı bile güzeldi sanki. yada benım beni avutma yöntemim buydu.
Yine böyle bir anda başka bi adresten eklemiş olmamın tüm fotograflarını görebilme imkanıma yol açmasıyla ezberimde olan her kareye bakmaya basladım. ilk dikkatimi çeken 2 klasörün yok olması oldu. nitekim o klasörler sevdiceğine ait fotorafları barındırdıgı, her baktıgımda ekrana benzin döküp ateşe veresimin geldiği klasörlerdi. sonra diğer klasörleri inceledim ve kıza ait bir tek fotograf ve yorum yada sevgi pıtırcığı herhangi bir şey göremememin verdiği sevinç aklımda tek bir düşünce olusmasına sebep olmustu. evet ayrılmıslardı, uzun süreli ciddi ilişkileri olan, 1 sene arayla aynı üniversiteyi kazanıp ilişkilerine devam eden, çocugun her fırsatta kızı aldattıgı mutlu mesut ilişkileri sona ermişti. bana faydasının olmayacagını bilsemde içimde büyük bi mutluluk olustu. benim olmayan kimseye yar olmasındı. o gece rüyamda uzuuun zaman sonra tekrar onu görmemle sonuçlandı.
sınavdan dönüşte ringe binerken ilahi bir işaret bekliyordum. tıkabasa dolu olan otobüsten içeri adımımı atıp başımı kaldırdığımda bir zamanlar hoşlandığım, onun çaldığı cafede program boyunca bakışıp lakin sadece 'iyi aksamlar' dilekleriyle son bulan diyaloglar kurduğumuz ve 'asıl kahramanım'la aynı ismi tasıyan çocugu gördüm. otobüs boyunca bakışmamızın ve beklediğim işareti almam sebebiyle eve kadar uçtum.
düşünyorumda bana onca kötülük yapan, acı çektiren, içimde yarım kalan bişilerin olusmasına sebep olan şahsiyet suan karsıma gelip herseyi tamamlamak istese cevabım 'evet' olur muydu?
O kadar aptal olamam değil mi be blog? Yok ben onu sadece gündüz düşlerimde severim..
Bugün parkta oturdum seyrettim çocukları
Yağmur başlayınca hiçbiri kaçışmadı
Bende kitap okudum sanki senden bahseden
Gözlerimi kapattım sayfaları geçerken
Gündüz düşleriyle her an yanımdasın
Her güneş açışında, batışındasın
Bak o sevdiğim adam uzaklardan bana geliyor
Değer bilmez bazen insan ama o pişman, bana dönüyor
Yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
Gündüz düşlerimde beni seviyor
Yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
Gündüz düşlerimde benim oluyor

2 yorum:

Profösör dedi ki...

Demek onbeş gündür yoksun bu bilogta. Acaba başına bş mu gelmiştir diye de merak etmedim desem yalan söylemiş sayılmam. Bence ihmal etmeyin yazmayı. Sanki okul dönüşü karanlığa kalıp eve geç dönecek olan çocuğunu bekleyen bir baba ve bir annenin tedirginliğini yaşar gibiyiz. Sen anladın ne demek istediğimizi. Yazıların içtenliğini ve burda yaşadığını hissettirecek sanki nefes alış verişinizi paylaşıyor gibiyiz.

AS-PIRINE dedi ki...

Bende bi sorun yoktu da bilgisayarım bozulmuştu o yüzden yazamadım bi süredir.
yorumun içinde teşekkür ederim.