22 Ocak 2011 Cumartesi

Onu unutmam gerektiğini bir türlü unutamıyorum.


Uzun süredir buraya birşeyler yazmak istiyorum ama kelimeleri bir türlü yoluna koyup bi kaç satır bişi yazamıyorum. Kafam o kadar karışık kı bu sıralar ne yapıcamı ne yapmam gerektiğini bir türlü saptayamıyorum. Oysa ki günler aynı rutinlikte ilerliyor. Finaller, kurs, tez, uyku için ayırdığım zamanlar ve akıp giden hayat.
Yaklasık son bir aydır olmayan aşk hayatımı yoluna koymaya çalışayım dedim. Aşk hayatım dediğimde de aklıma tek bir insan geliyor oda çakmaktaş. Tabi bunu aşk hayatımı, saplantı dünyasımı diye adlandırmalıyım bilemiyorum. Neyse zaten amacımda bu konuyu çözmekti. Geçmişime baktığımda da çoğu aşk haline getirdiğim olayın aslında bir saplantı olduğunu farkettiğim için bununda saplantı olabileceği beynimin bir kenarına kazınmış bulunmaktaydı.
Ve benim ilk yapmam gereken bunun aşk oldugunu kendime kanıtlamaktı.
Aşk için hep emek vermek denir. seviyosan sonuna kadar gitmelisin denir. Ki bu kelimeleri çevremdeki arkadaşlarımda bana 1500 defa söyleyince bişeyler yapmam gerektiğini farkettim.
İlk önce gidip çakmaktaşla adam gibi konuşma kararı aldım. Kafamda kurguladığım hiç bir şey o ana oturmadığı için ve çakmaktaş son derece odun ve garip bi insan olduğu için bu yöntem çok basit geldi.
Sonra bi defter hazırlamaya karar verdim. Yarı ergen günlüğü yarı blog yarı mektup tadında. Gidip onun hayatında en değerli şey olan takımıyla ilgili bi defter aldım. Başladım yazmaya. Yazdıkça aşka geldim aşka geldikçe yazdım. Sonuç olarak gidip o defteride veremedim. Gerçi henüz tamamlamadım. Buraya yazınca çok ergence bir şey oldugunu farkkettim. Bu yüzden yazasım gelmedi:/
acaba

İlginç bi fikri olan var mı???

Hiç yorum yok: