6 Temmuz 2009 Pazartesi

Ben özgürüm, sadece özgürüüüm.

Aman Tanrım çalışma hayatı denen şeyde neymiş öyle. artık tattım biliyorum ne kadar bilmemenin daha güzel olduğunu bilsemde. hayata dair olan toz pembe hayallerimin tozu bile kalmadı yani o derece.herşey 5 gün önce Eliza'nın desteğiyle, aynı yerde çalışmaya başlamamızla başladı. ilk zaman ohhh mis bütün gün aynı yerde birlikte çalışıcaz hem bunun içinde para alıcaz diye düşündüm. kebap dedim ama o hayat hayat değil. anniş derdi 'sen insanlarla ugrasmadın daha, emir almak ne demek bilmiyorsun, para nasıl kazanıyormuş öğrenmen lazım artık mik mik' inanmazdım. amaaan öğreniriz derdim. öğrendiklerim kıçıma kaçtı.arada bi dinlenme falan olsa bide kendine ayırabıldıgın zaman olsa ve pislik patron patron kavramı konusunda sınıf ayrımına gitmese herşey daha farklı olabilirdi.

5 gündür özel hayat diye bişi kalmadı sabahın köründe git aksamın bilmem kaçında dön eve bide adam uykumuza bile karısmaya başladı ya. 'Eliza yine As' lardamı kalıyosun. bak rica ederim uyuyun akşam.' hayır ordaki zaman sürecinde zaten 1500 tane emir veriyosun sözle yada gözlerinle bırak akşamımız bize kalsın. hem zaten o yorgunlukla o bar senin bu bar benim gezmicez heralde.

nese bitti gitti ve biz tatil planlarını kurgulamaya başladık.

kendimi kafesten çıkmış bi kuş gibi özgür hissetmeyi ne kadar da özlemişim.

kanatlanıp uçasım vaaaaar!

1 yorum:

Eli Nislis dedi ki...

haha buraya da sıçramış bizim iş muhabbetleri, ben de blöga yazdıklarımı okuyunca daha iyi anladım. Travma yaşatmış bu iş bize.